skip to main | skip to sidebar

SİTEME HOŞGELDİNİZ!!!

19 Nisan 2007 Perşembe

HOŞGELDİNİZ!!!

TÜRKİYE....
Gönderen I AM MISSING BEING SILENT zaman: 04:49 13 yorum:
Daha Yeni Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Yorumlar (Atom)

Blog Arşivi

  • ▼  2007 (1)
    • ▼  Nisan (1)
      • HOŞGELDİNİZ!!!

Hakkımda

I AM MISSING BEING SILENT
Profilimin tamamını görüntüle
 
Kocası, çocuğu doğmadan önce ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın.. Kendisine arkadaş olması açısından, dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik, kadının yanından bir an bile ayrılmaz olur. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşmıştır.
Birkaç . ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına bütün zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır.
Günler geçer ve kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak zorunda kalır. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.
Aradan biraz zaman geçer ve anne eve döner. Kapıda gelinciğin kanlı ağzını görünce; `Korktuğum başıma geldi.` . diye düşünür. Çıldırmışcasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvancağızı. Tam o sırada içerdeki odadan bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı görür... (Gelincik yılanı parçalamış ve bebeği yılanın tehlikesinden korumuştur.)

Einstein`in söylediği rivayet edilen bir söz vardır:

`İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor.`
Mecnun oLup LeyLa için çöLLer a$mı$sın ne fayda! Mü'min oLup MevLa için secdeye varmadıktan sonra...!!!

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş
Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var
Bu durumdan en az zararl...a kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış
Tartışa tartışa, nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş
Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler
Ama başka bir problem çıkmış ortaya
Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş
Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş
Ne var ki, her gece kâh uzaklaşa kâh yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler
KISACA ;
Bizim de uzun dikenlerimiz var
Bunlar hayata karşı filtrelerimiz
Bazen faydalı, bazen de zararlı
Çoğu zaman, kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza
Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz özel dünyamıza
Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün
Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenenlerden olabilmek dileğiyle
Selam ve duâ ile

Kadın Ve Aşk ...


Bir kadın çocuktur aslında.
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri \"acımak\" duygusudur.
Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar
verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek
kaybedebilirsiniz.
Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek akli hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız
demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam
kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz.



KUSURLU TESTİ
Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucunaastığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden birinin yan kısmında çatlak varmış... Diğeri ise hiçkusursuz ve çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünütaşır, ulaştırırmış eve..boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri doluolarak varırmış.İki sene her gün bu şekilde geçmiş. Adam her iki testiyi suyladoldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış.. Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini mükemmel yaptığı için çokgururlanıyormuş . Fakat zavallı çatlak olan testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyunsadece yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlaktesti,ırmak kenarında adama şöyle demiş:'Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular evegidene kadar akıp gidiyor..' Adam gülümseyerek dönmüş testiye;'Göremedin mi? Yolun senintarafında olan kısmı çiçeklerle dolu. Fakat kusursuz testinin tarafında hiçyok.Çünkü ben başından beri senin kusurunu, çatlaklığını biliyordum.. Senintarafına çiçek tohumları ektim.. Ve hergün o yolda ben su taşırken,sen onlarısuladın...2 senedir o güzel çiçekleri toplayıp,masamı süslüyorum. Sen kusursuzolsaydın,o çatlağın olmasaydı evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim'diye cevap vermiş.KUSURLU TESTİAslında hepimiz birer çatlak testiyiz. Her birimizin kendine haskusurları vardır. Fakat sahip olduğumuz bu kusurlar ve çatlaklardır hayatlarımızı ilginçyapan, mükafatlandıran, renklendiren. .Etrafınızdaki her kişiyi,oldukları gibi kabullenin.. Onlardaki kusurları değil, içlerindeki güzellikleri görün...-
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


ne yöne dönersen dön yine ALLAHA döneceksin.

ne yöne dönersen dön yine ALLAHA döneceksin.
Hayat bir nefestir aldığın kadar
Hayat bir kafestir kaldığın kadar
Hayat bir hevestir daldığın kadar
Önün mezar sonun mezar, unutma!

Hayat bir muamma çözdüğün kadar
Hayat bir seyahat gezdiğin kadar
Hayat bir duygudur sezdiğin kadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma!

Hayat bir yaygıdır yaydığın kadar
Hayat bir saygıdır saydıgın kadar
Hayat bir kaygıdır, duyduğun kadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma!

Hayat bir çıkıştır, çıktığın kadar
Hayat bir bakıştır, baktığın kadar
Hayat bir bıkıştır, bıktığın kadar
Önün mezar, sonun mezar, unutma!

Hayat bir rüyadır, yorduğun kadar
Hayat bir cevaptır, sorduğun kadar
Hayat bir seraptır, gördüğün kadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma!

Hayat bir olgudur olduğun kadar
Hayat bir dolgudur,dolduğun kadar
Hayat bir bulgudur, bulduğun kadar
Önün mezar, sonun mezar, unutma!

Bal der hayat böyle, yokuş iniş var
Geldiğimiz gibi, bir de dönüş var
Sonunda tahtadan at'a biniş var
Önün mezar, sonun mezar unutma!









EĞER ÇEKEMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT;SAHRADA MECNUN DEĞİLSEN NE LEYLAYI ÇAĞIR NE ÇÖLÜ İNCİT...

İNSAN OLMAK KOLAY DEĞİL !!

Durup durup bana sorma
Bunu bilmek olay değil
İnsan doğduk insan ama
İnsan olmak kolay değil


Kalpten başka bir yolu yok
Aşktan başka bir dalı yok
Kitabı yok okulu yok
İnsan olmak kolay değil


Yüreğinde sevgi yoksa
Gözlerinde şefkat yoksa
Dünyalar da senin olsa
İnsan olmak kolay değil


Neler gördük bu dünyada
Neler verdik bu uğurda
Sultan olmak kolaydı da
İnsan olmak kolay değil

HAYAT PAZARI ...

Ben bu hayat pazarında
Satılacak adam mıydım?
Eskimiş bir mendil gibi
Atılacak adam mıydım?


Ne anladım ben aşkından
Can mı verdin sen canından
Be Allahsız ben sırtından
Vurulacak adam mıydım?


Olana bak şu olana
Nasıl kandım ben bu yalana
Senin gibi bir yılana
Sarılacak adam mıydım?


Aramadım haklı haksız
Sevdim seni hep hesapsız
Be vicdansız be kitapsız
Ben yanacak adam mıydım?


Sorma nasıl gönlüm yanar
Sorma nasıl içim kanar
Ben bu aşka duvar duvar
Yıkılacak adam mıydım?


Bilmem gönlün günah der mi?
Aşka gelip eyvah der mi?
Ben kalbine kör bir mermi
Sıkılacak adam mıydım?


Bal bulurken zehirinde
Gül bulurken dikeninde
Ben pişmanlık denizinde
Boğulacak adam mıydım?


Taşıyorken nehir gibi
Yaşıyorken demir gibi
Ateşlerde kömür gibi
Yakılacak adam mıydım?

DÜNYA !!

Yorulmak bilmeyen atlı karınca
Durmadan dönüyor Dünya dediğin
Köhne bir meyhane yaşlı bir otel
Boşalıp doluyor Dünya dediğin


Bir yanda ağlayan bir yanda gülen
Bir yanda barışan bir yanda küsen
İnan çıldırırsın bir an düşünsen
Çözülmez bilmece Dünya dediğin


Bir yerde matem var bir yerde düğün
Bir evde bayram var bir evde hüzün
Yılardır hep böyle geçiyor hergün
Sanki bir sinema Dünya dediğin

AĞIR YARALI....

Beni ta kalbimden vurdu gidişin,
Bütün umutlarım ağır yaralı.
Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
Büyün duygularım ağır yaralı.


Aşkımız verirken en son nefesi,
Yıkıldı gönlümün sevda kalesi,
Sırtımda sanki bir bıçak darbesi,
Bütün anılarım ağır yaralı.


Dünyayı başıma yıkmışcasına,
Bağrıma kurşunlar sıkmışcasına,
Sanki bir savaştan çıkmışcasına,
Bütün anılarım ağır yaralı...

BEKLEYECEĞİM ...

Aylar geçip yıllar olsa da
Yıllar geçip zaman dolsa da
Aşkın arzuları beni boğsa da
Bir gün seversin diye bekleyeceğim


Bugün nişanlansan, yarın evlensen
Benden başka binbir kişi sevsen
Hepsiyle ayrı ayrı izdivaç görsen
Bir gün dönersin diye bekleyeceğim


Seni beklemekle geçse de ömrüm
Şu fani dünyada kalmasa günüm
Senden uzakta ölürsem bir gün
Ahirette seni bekleyeceğim..
.

NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR..

NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR..
DÜNYADA CEHENNEMİ DÜŞÜNKİ! AHİRETTE CENNETE GİREBİLESİN...

ADINI KOYAMADIĞIMSIN...



Ne zaman tanıdım seni diye düşündüm
Dün gece Bulamadım
Sanki hep vardın
bir yerlerde Saklanmış Ve bir anda Ortaya çıkmıştın
Sen Zamanda bulamadığımsın
Ne kadar sevdim seni Sevgi... aşk Tutku... hayal
Sanki hepsinden de öte
Kalbimde En derinde Bir Duygusun
Sen Adını koyamadığımsın
Bitecek ve gideceksin bir gün Biliyorum
Sen bende kalacaksın
Ama Ben sende olacak mıyım
Bir soruyum Sen de Cevabını bulamadığım...

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

BİR BABANIN ÇOCUKLARINA YAPACAĞI EN BÜYÜK İYİLİK ONLARIN ANNELERİNİ SEVMEKTİR...

BİR BABANIN ÇOCUKLARINA YAPACAĞI EN BÜYÜK İYİLİK ONLARIN ANNELERİNİ SEVMEKTİR...

GeNçLiğİnE GüVeNmE öLeN HeP İhTiYaRmI?

GeNçLiğİnE GüVeNmE öLeN HeP İhTiYaRmI?

AğLaYaN çOcUk..(NeDeN AğLıYoR AcAbA?)



KADIN DEDİĞİN!!!!!

Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin,
Çıtır çerez niyetine yemediğin,
Bir gecelik degil,ömürlük olacak ömürlük
Yıllara rehaveti değil huzuru tasıyacak,
En seksi olmasınıda bilecek,Hanım sultan olup sözünü geçirmesinideZeki olacak zeki,seni bir hamur gibi karmasınıda bilecek,O hamura kendini katmasınıda,Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini,ne de paranın kudurmuşlugunu
yasıyacak,Degerlerini bir anlık hevesler ugruna terketmeyecek,Namussuzlugunu,ahlaksızlığını ancak ve ancak seni bastan cıkarırken kullanacak,Yan gözle adam kesmeyecek,üstüne sevgili edinmeyecek.....

o kendini biliyor..

o kendini biliyor..
CENNETTE BULUŞANA KADAR..
Ayrı dünyalardanız.Kavuşamayız seninle,Olamayız birlikte,yapamayız.Yapamayız…Aramızda engeller, kapılar kapalıKilitli yüreklerimiz açamayız,Kıramayız esaret zincirlerimizi…
Bir rüzgar eser,savurur ikimizi.Kıvılcım yüklü bir duman,Boyarken kızıl karanlığı,Boğuluruz çıkamayız içinden. Yandıkça yanarız yüreklerimizleKavuşamayız seninle,Olamayız birlikte yapamayız…
Bir umut beklesekte yeni doğan güneştenBir umut işteOlmayacağını bile,bileAvutsak ta kendimizi, hayallerimiziSüslesek mavilerle,pembe, morlaKavuşamayız seninleOlamayız birlikte yapamayız…
Hayalini kursak,ufukta geçen Rüya gemisiyle uzaklaşmanın.Gece yıldızı gibiTan yeri ağarırken ortalıktan kaybolmanın.İzin vermezler gem vururlar,Hayallerimizde bile düşüncelerimize.Kavuşamayız seninleOlamayız birlikte yapamayız.Üç dilek dilesek, yada bir dilekYada son dileğimiz olsa istediğimizİstesek,istesek te gönüldenİdam mahkumunun son arzusu gibi…Çekerler ipimizi darağacında.Kavuşamayız seninle Olamayız birlikte yapamayız…
Yolun sonuna geldik,Yüzleşmemiz gereken acı sonaSeviyorken deliceBu son görüşmemiz,son vedaSon saatler,Sonrası mı yanık iki yürekAyrı bedenlerde…Belki diyesim geliyor, içimin karanlığındanBir gün belki o gün kavuşuruz diyesim.
Biliyorum sevgiliSende biliyorsun o gün gelecekŞimdi ayrılmalıyız, hoşça kal…Cennette buluşana kadar…


GİDİYORUM


Yazdır
Kapadım, gönlümü aşka sevgiye,Yaşamaz durumdayım döndüm deliye...Başımı vursam bilmem nereye?Engel olmam lazım kalbimdeki sevgiye...Büyük bedeller lazımmış, büyük sevgiye,Gidiyorum bir tanem senden habersiz,Kayboldum imkansız aşk diyarında...Unutmak mı seni?Elimde değil...Sana öfke mi?Haddime değil...Gidiyorum sol yanıma kitledim sevgini,Sana sevdamla aşmıştım zaten haddimi...Bir hayalin olacak,Bir de büyük sevgin,Hasretin dayanılmaz olacak,Tesellim olacak resimlerin...Gidiyorum nereye mi?İnan ki bende bilmiyorum...Gözyaşlarımı kalbime akıtarak,Dalıyorum çıkmaz sokaklara...Sensizliği gönlüme alıştırarak,Gidiyorum...Ne yönüm var,Ne de klavuzum...Şunu bil yeter, seni sewiyordum..

...

SUSARAK ÖZLÜYORUM...


ERTELENMİŞ SÖZCÜKLER
Ertelenmiş sözler var dilimdeBuruşmuş bir kâğıdın içinde duygularım.Gecikilmiş bir aşk yazılı köşeye atılan kâğıttaHiç bir şey için geç değil belkiBelki, şimdi tam zamanı.Bir de yürek sözden anlasa...Hergün bir sonrasına ertelenir itiraflarBir kaçış ki, bu insanı kendinden ederSorular döner beynimin içindeBeynin içinde satır satır işlenir duygularBir gün sonraya ertelenir hergün.Bir yaprağın yere düşüşü gibi olabilsemAğır ağır süzülsem herşeyin farkında olarakBir şelale gibi olsamCoşkunca düşsem arzularımın yüreğineKorkularımı erteleyebilsem bir anlığınaHergün koskoca bir yaşam ertelenir oysa.Sözcüklerin ucuna yüklüdür yaşamKendimin kendimle savaşı buKendimle ertelenmiş sözcüklerimin savaşıKorkularımızın esiri olmuşuzErtelenmiş bir yaşam var sırtımızdaErtelemiş sevdalar yaşarızErtelenmiş dostluklarErtelenmiş kendini buluşlar.En çokta yüreğimizdeki parıltıları erteleriz.Oysa sevmek, daha kolay gözükür korkmaktan.Sevsek hesapsızca,Aşık olsak ertelemeden yüreğimizdekileri.Sözcükler aksa billur bir su gibiErtelemesek yaşamımızı.Belki olacak ertelemesiz yaşayışlarBir umut ışığı yanar yürekteUmudu erteleriz bu seferUmudu erteleriz bir sonraki güne.Ertelenmiş bir umudun sırtına yüklemişiz korkularımızıErtelenmiş sözcüklere saklamışız yüreğimiziErtelenmiş bir varoluş yaşarız.


BİR KURŞUNA WURULDA BİR KADINA WURULMA...

susarak özlüyorum...

susarak özlüyorum...

....

....

TAM 30 YIL SAATİM İŞLEMİŞ BEN DURMUŞUM, GÖKYÜZÜNDEN HABERSİZ UÇURTMA UÇURMUŞUM!